Dünya çapında sinema son teknolojiyle birlikte hat safhalara ulaşmış durumda. Yavaş yavaş vazgeçilmez hale gelen 3D teknolojisi ile üç boyutlu bir görüntü yakaladığımız sinemalarda, izlediğimiz filmin sanki baş rol oyuncusuymuşuz gibi birincil bir görüş açısıyla izlemekteyiz filmleri. Onunu haricinde bazı sinemalarda mevcut olan sevgili koltukları, deri koltuklar, izlenen sahneye göre hareket etme özelliğine sahip olan koltuklar vb. materyaller bulunmakta sinema salonlarında. Ama bu işin konfor kısmı... Asıl değinmek istediğim ise Türkiye’mizin bu sektörü ne kadar yakından takip ettiği.

 

            Bilindiği gibi yurt dışında, özellikle Amerika ve İngiltere’de çekilen bazı filmler Türkiye’de oynatılmamakta. Peki, kime göre ve neye göre bu karar alınmakta? İzlenen türlere uyarılar koyulmakta. Genel İzleyici, Şiddet ve Korku, Cinsellik, +7, +13, +18… gibi. Peki, filimler kökten yasaklanıp ülkemizde oynatılmayacaksa bu işaretlemelerin ne anlamı var? Hadi bırakın sinema salonlarında filmin oynatılmasını, yasal olarak DVD ve VCD’leri Türkiye’ye gelmemekte. İstediği şeyi seyretme özgürlüğü olan insanlara bu yapılan bir kısıtlama değil mi? İnternet gibi bir nimete sahip olduğumuz bu çağda, bu tarz bir yaptırım insanı korsan ürüne sevk etmez mi? İnsanlara Türkiye’de merak edip izleyemediği, sinemanın ortamını tadını alamadığı anda, filmi internet üzerinden edinmekle kalıyor. Belki bundan hiç haz almıyor, belki sinema ortamında izlemek istiyor o filmi fakat yapılan bu yaptırımla buna mecbur kalıyor. Merakı ve tutkusu arasında sıkışan bu insanlar çareyi filmi yasal olmayan yollarla edinmekte buluyor.