HANTEK EDEBİYAT DERGİSİ
  SAYFA 28
 
HANTEK EDEBİYAT DERGİSİ
www.hantekdergisi.tr.gg              | SAYI 11 | 04.12.2009 |
 

Osman
GÖKBEL
CUMHURİYET
RÜYASI

Kafamda bir sürü düşünceler gezinti yaparken büyük bir gürültü duyduk. Artık ortalık yavaş yavaş ağarıyordu. Dışarı baktığımızda evimizin az ötesindeki sokağın başından ana yola çıkan yere kadar tam kırk tane öküz arabası görüyordum. Öküz arabaları boş gelmişti. Yan komşumuz Nimet nine hararetle Yörük Ali Efe’nin kızanlarından birine sevinçle bir şeyler anlatıyordu. Nineyi dinleyen kızanlardan bir tanesi hemen atına atlayıp ormanlık alanın önünden geçen yoldan hızlıca gitti. Sokakta kimse kalmamıştı. Evde kimse kalmamıştı.Ortalık çok sessizdi. Bir an dışarı çıkmayı düşündüm ancak arkadaşımla ben korkuyorduk. Horoz sesleri bile duyulmuyordu. Sanki hayat durmuştu. Az sonra sokağın başından bir atlı geliyordu. Kapımızı çalarak ‘’Salim Ağa’’ diye bir iki kere bağırdı. Ben hemen aşağıya inerek babamın dün gece Yörük Ali Efe’yle birlikte Köşk cephesine gittiğini söyledim.Gelen atlı da zaten Yörük Ali Efe’nin kızanlarından biriymiş. Bizi atına bindirip hızlıca Aydın’daki halamızın yanına götüreceğini söyledi. Ben hemen ağlamaya başlamıştım. Durmadan babama ne olduğunu soruyordum. O sert ve bir o kadar da acınası bir tavırla yüzüme bakarak ‘’Baban şuan halanın yanında merak etme. Gittiğimizde göreceksin’’ diyordu. Dalama’dan çıkalı neredeyse yarım saat oluyor. Atımız dört nala yolları devirirken yol kenarlarında hayatımızda görmediğimiz ve göremeyeceğimiz türde insanlar uzanıyordu. Arkadaşımla ben gözlerimizi kapatarak Köşk’e kadar geldik. Köşk’e geldiğimizde her yer yıkılmış, talan olmuştu. Tren yolu harap olmuştu. Her yer yanıyordu. Evlerin tepelerinden dumanlar yükseliyordu. Çok az sağlam ev kalmıştı. Karatepe’ye baktığımda kapkara dumanlar ve ateşler yükseliyordu. Başında fesi olan küçük bir çocuk yalın ayak ağlayarak bize bakıyordu;’’Annemi gören var mı’’ diyordu. Gece buralarda korkunç şeyler olmuş. Atın üstünde yol alırken bir yandan da Efe’nin kızanı buralarda neler olduğunu anlatıyordu. Meğer bir yıldan beri Mustafa Kemal tarafından büyük bir gizlilikle hazırlık yapılmış ve her şey Yunan denilen düşmana son darbeyi vurarak onları ülkemizden kovmak için yapılmıştı. Haftalarca süren savaştan sonra Ağustos ayının otuzunda düşmana karşı büyük bir zafer kazanmışız. Dağılan düşman birlikleri Kütahya’dan itibaren perişan ve düzensiz bir şekilde İzmir’e doğru kaçmaya başlamışlar. Kaçarlarken de yol üzerinde önlerine ne geldiyse yakıp yıkmışlar. Evleri talan etmişler, ateşe vermişler. Kaçarlarken yüzlerce Yunan askeri yollarda can vermiş. Atlar, eşekler ve öküzler telef olmuş. Bu korkunç manzara karşısında ağzımı açamıyordum. Sanki dilim tutulmuştu. Aydın’a vardığımızda da durum farklı değildi. Her yer yakılıp yıkılmıştı. Eylül ayının o sıcağında herkesin üstünde tek bir atlet vardı. Bey camii yakınlarında bir kalabalık vardı. Herkes Gazi Mustafa Kemal’in geleceğinden söz ediyordu.

[Devamı Arka Sayfada]

Sayfa Numaralarına Basıp Dergimizi İnceleyebilirsiniz.
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

 
 
  Bugün 44 ziyaretçi (46 klik) kişi burdaydı!

Anasayfa | Künye | Ürün Gönder |
HANTEK EDEBİYAT DERGİSİ @ 4 Ocak 2009 - HENDEK
[ Tüm hakları saklıdır]

 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol